Bulancak'ın bir köyünde doğmuşum. Biri kız, yedi kardeşin beşincisiyim. Küçük yaşta solcu oldum. İlk-ortayı Bulancak'ta bitirdim. Kabataş Erkek Lisesi'nden ikinci yılımda gittim. 1980 Ağustos'unda Giresun Cezaevi'ne girdim -elim yüzüm aşk- hâlâ içerdeyim. 1991'de çıktım. 18 ay askerlik yaptım- hiç bir aşkı kalbime... kalbimi hiçbir aşka sığdıramadım- babamın baba, annemin anne, kardeşlerimin kardeş olduğunu içerde öğrendim. Bir de toprağın nasıl özgürlük koktuğunu Eskişehir f tipinin kayalıklarında öğrendim. Aynı koğuşta dört kardeştik. Karşı koğuşta ise ablam vardı. Bir ağabeyim de Trabzon'da yatıyordu. En küçüğümüz 11 yaşında karakollarda dayak yiyip kalbimize sığardı. Babamı korakollarda dövdüler. Annemi sürgün ettiller. Kolumu kesseler devletle olmam; onun için idam verdiler, kellemi kıl payı kurtardım. Geniş aileyi severiz biz. Erzincan Aydın direniş hattında iki ağabeyim doğdu: Sebahattin ve Murat. Nihat ise kader ve keder arkadaşım. A.K Bilginer'i, Halis Bilge'yi Erzincan'da tanıdım ikisi de gözyaşımdır. Tak Tak Kemal'i Beşiktaş'ta duymuştum. S. Kukul'u öldürdüklerinin ertesinde bir gencin bayimizden gazete alıp gözlerinin kırmızılığında, dizlerinin çözülüşünde tanımıştım...